BÖBÜRLENME EY FANİ

         Varlığınla, paran pulunla, sarayların, hanların, hamamların, teknolojin, bilginle böbürlenip durdun. Görmedi gözün onu bunu. Bilmedin yokluğu yoksulluğu. Yeryüzünde yaşanan bunca acıya, çaresizliğe, dağlarda taşlarda, ovalarda, denizlerde kaybolan çocuklara, insanlara, insanlığa sırtını döndün. Yerinden yurdundan olanlara sırtını döndün, görmedin olanları, ya da görmemezlikten geldin. 

        Ey Amerika, Rusya, Çin, Japonya, ey Avrupa, Asya,  Afrika ve sizler gibi niceleri, bak gördünüz mü? Belki de görmüyorsunuz. Bunca zaman görmediniz ki şimdi de görebilesiniz.  Adına CORONA denen, gözle görülemeyecek kadar küçücük bir zerrecik karşısında ne kadar da aciz ve çaresiz bir duruma düştüğünüze bakın da utanın. Hani yerin ve göğün hâkimi sizlerdiniz ne oldu?  Topların, tankların, uçakların, gemilerin, çaresiz insanların başına yağdırdığınız bombalarınız gelsin kurtarsın da sizi göreyim. Hedefin, hedefiniz belli değildi. “ Hedefi belli olmayan gemiye rüzgâr yardım etmez.”  Sözünü unuttunuz. Ne yazık ki sende, siz de en az bizim kadar çaresiz ve umutsuzsunuz şimdi aynı gemide.

  Bunca zaman, insanları bölüp parçalamak, onları dinleri, dilleri, ırkları ve bölgelerine göre bölüp yönetmek için harcadığınız çabayı, bilgi ve beceriyi, insanların yaşamı için, insanlık için, insanların düşmanca değil, kardeşçe ve bir arada mutlu yaşamaları için gösterseydiniz, harcasaydınız bu gün de bu korku ve endişeyi yaşamazdınız yaşatmazdınız. Her şey insan için insanlık için demediniz, dokunduğunuz yürekleri sızlattınız, her şey benim için, bizim için dediniz. İşte sonuç;  Çaresizlik ve endişe.

      Korku ve endişe sarmış tüm insanları, tüm yeryüzünü. Ölmemek için neler neler yapıyoruz, ne çabalar sarf ediyoruz. Bütün bu çaba ve gayretlerimize rağmen yine de geleceğimizden, gelecek günlerimizden umutlu değiliz. Hiç unutmuyorum, ta ortaokulda din dersi öğretmenimiz şöyle bir ayetten bahsetmişti. Allah şöyle buyuruyor; “ Beni bilen beni unutursa beni bilmeyenleri onlara musallat ederim.”  (Bizim mollaların bu ayetten haberleri var mı yok mu bilmiyorum.) İşte size musallat! Cinsi cibilliyeti, ırkı kaynağı belli olmayan cibilliyetsiz bir zerrecik, bir virüs, tüm insanları, tüm dünyayı esir almıştır. Hedefi de belli değil düşmanı da. Herkes ona hedef, herkes onun düşmanıdır.

      Yaşadığımız gezegende bindiğimiz gemi alabora oluyor, bizler hala sen ben kavgasına tutuşmuş birbirimizi gemiden atmaya çalışıyoruz, birbirimizi ötekileştirmeye devam ederken birlikte yok olacağımızın farkında bile değiliz. Gemi batıyor beyler! Gitti gidiyor! Kaptan köşkünde AKP, Yanında MHP, localarda CHP, HDP, Yeni Parti, Gelecek Partisi,  güvertede de, Türk, Kürt Azeri, Laz, Çerkez, Alevi, Sünni vs. Halklar toplanmış, yavaş yavaş batmayı bekliyorlar. Bir türlü ele ele tutuşup kurtulmayı beceremiyorsunuz, beceremeyeceksiniz.

Ekrem BAYDAR