ERMENİLER HADDİNİZİ AŞTINIZ, BEDELİNİ ÖDEYECEKSİNİZ

1991 yılından beri aktif olarak sahada çalışan, Azerbaycan ve Ermenistan olaylarını cepheden, siyasi gelişmelere kadar her boyutuyla takip eden gazetecilerden birisiyim.

Yazılarımda taraf olduğum doğrudur. Ancak taraftarlığım gerçeği ortaya koymaktan öte değildi. Taraf olup, objektif habercilik doğrultusunda yaşanan hadiseleri gerçek boyutları ile kaleme aldığınızda, karşınızdakiler ister istemez bunu anlayacaktır.  

1991-92 yıllarında Rusların da desteği ile Karabağ’a saldıran Ermeniler verilen sayıların çok daha üstünde binlerce savunmasız insanı katletmişlerdi.

Acımasızlığın, vahşiliğin tavan yaptığı saldırıda, yaşlı, kadın, çocuk, dinlemeden katliam gerçekleştiren Ermeniler, işkence ederek binlerce insanı öldürmüşlerdi. Hamile kadınların karınlarını yarıp çocuklarını çıkarmış, tarifi mümkün olmayan vandallıklarını sergilemişlerdi.

Bir gece ansızın Karabağ’a saldırıya geçen Ermeniler, dünya kamuoyu desteğini de arkalarına alarak hem öldürüyor, hem Azerbaycan’a ait toprakları işgal ediyor ve hem de kamuoyunda mazlumları oynayarak haklı olduklarını lanse etmeye çalışıyorlardı.

29 yıl önce Türk  halkı, Azerbaycan’ı bugün de olduğu gibi kayıtsız şartsız destekliyordu. Ancak ANAP hükümeti için aynı şeyi söylemek mümkün değildi. Özal hükümeti Azerbaycan’ı hayal kırıklığına uğratmış, destek bulamayan Azerbaycan dünya kamuoyuna sesini yeteri kadar duyuramamıştı.

Ermeniler Rusların’da desteği ile  Dağlık Karabağ bölgesinin Hocalı, Şuşa, Hankendi, Ağdam, Fuzuli, Kelbecer ve diğer şehirlerine saldırıyor, topraklarını işgal ediyor ve katliamlar gerçekleştiriyordu.

Azerbaycan'ın ise Ruslardan kalma hafif silahlarla kendilerini müdafaa etmekten  başka ellerinden bir şey gelmiyordu.

Aradan 29 yıl geçti...

Artık ne Türkiye eski Türkiye ne de Azerbaycan eski Azerbaycan'dır.

Ermeniler 29 yıl önce yaptıkları katliamları yinelemek için 1994 yılında yapılan ateşkes anlaşmasını yüzlerce kere ihlal etmiş, hukukun üstünlüğünü reddederek bölgede fiili hakimiyeti için sürekli taciz atışları, saldırılar gerçekleştirerek Azerbaycan’ı taciz etmiştir.

Azerbaycan ise 29 yıldır Minsk Grubu'nun da telkini ile diplomasi ile sorunun çözümünden yana olduğunu her fırsatta dile getirmiş, Ermenilerin sınır tanımaz saldırılarını savaş sebebi yapmayarak masada anlaşma yapılması yolunu tercih etmiştir.

Ermeniler, Azerbaycan’ın bu tutumunu "korkuyorlar" olarak yorumlamış olacaklar ki karşılığını da bu saldırganlığını sürekli ve hiç ara vermeden devam ettirmekte buldular.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev artık Karabağ sorununun masa başında çözülmeyeceğini sesli olarak düşünmeye başlamış ve her konuşmasında Ermenistan’ı uyararak  Karabağ azad oluncaya kadar bu mücadeleden vazgeçilmeyeceğini belirtmiştir.

Ermeniler bunun bir blöf olduğu düşünmüş ve saldırılarını sıklaştırarak devam ettirmişlerdir. Bardağı taşıran damla Azerbaycanlı generalin şehit edilmesinden sonra başladı. Karşılık verildi ve birçok Ermeni askeri öldürüldü. Ancak Ermeniler yine uslanmadı ve saldırılarına devam ettiler. Hem de öyle ahlaksızca saldırıyorlar ki, savaş kuralı umurlarında bile değil. Doğrudan sivilleri hedef alan Ermeniler önceki gün yine saldırmış ve Azerbaycanlı birçok sivilin yaşamını yitirmesine sebep olmuşlardı.

Artık bardak dolup taştı.

Azerbaycan halkı ve hükümeti tek vücut olmuş, Ermenilerin başlattığı bu savaşın karşılığının verilmesi ve Karabağın özgürlüğüne kavuşuncaya kadar da bu savaşın devam ettirilmesi gerektiği konusunda hem fikir olmuşlardı.

Ermenilerin saldırısına karşılık vermeye başlayan Azerbaycan bir gün içinde 7 yerleşim yeri ve stratejik dağları işgalden kurtardı. Alabora olan Ermeni ordusu, cepheden kaçarken de bölgedeki sivillere saldırmayı sürdürdü.

Savaşın kuralları, kanunları vardır hiç değilse ortaklaşılmış bir ahlakı olmalıdır. Savaşta sivillere asla saldırılmaz. Ama bu kanun ve kurallar Ermeniler için hiçbir zaman geçerli olmadı. Onlar ellerine geçirdikleri ilk fırsatta sivillere saldırmış, katliam yapmış ve Ermenistan dışındaki diaspora Ermenileri ile birlikte Türkler bize saldırıyor yaygarası koparmışlardır.

Bugün de aynı yaygarayı koparıyorlar. Azerbaycan bize saldırıyor diyorlar.

Şimdi insana sormazlar mı be alçaklar, hem saldırıp hem saldırıya uğradık deyip bağırıyorsunuz. Azıcık omurganız olsun bari. Ateşkesi 29 yılda yüzlerce kere bozan siz, saldıran siz, hayasızlığın daniskasını yapan siz, şimdi de Azerbaycan bize saldırıyor diyorsunuz öyle mi? Ne yaparsanız yapın faydası yok, Azerbaycan kararını vermiş ve Karabağ azad oluncaya kadar bu savaş devam edecek, Azerbaycan’ın işgal altındaki %20’lik arazisi özgürlüğüne kavuşacaktır.

Karabağ’da binlerce masum insanı katledip, yüz binlerce insanı yerinden yurdundan ettiniz. Bununla yetinmeyip 29 yıldır da taciz ettiniz. Artık “Ya istiklal, ya ölüm, başka yolu yok artık!” diyen Azerbaycan ordusundan duyduğunuz kaygı ile dünyaya ağlayarak kamuoyu mu yaratmaya çalışıyorsunuz?

***

1992 yılında Hocalı katliamı yaşandığında Bakü Şehitler Hıyabanındaydım. Ağıtlar arşı inletiyordu. Uzuvları kesilen insanların cenazelerini defnediyorduk.  Gazilerle ayak üstü röportaj yapıyor, yaşananları bire bir işiterek not alıyordum. O gün yaşattıklarınızı elbette ki Allah kabul etmemişti.

Ama sizlerin gözü öylesine dönmüştü ki, bir hayvanın yapmayacağı kadar vahşice katliam gerçekleştiriyordunuz.

Bugün artık o gün değildir. Azerbaycan 29 yıldır “boğazında kılçık, gözünde çapak” sabrediyordu.

Siz diplomasiyi hiçe saydınız.

Siz zorbalığınızı savundunuz.

Siz Karabağ’da Cumhuriyet ilan etmeye kalktınız.

Siz PKK’yı oraya yerleştirip PKK ile işbirliği yaparak  Azerbaycan’ı köşeye sıkıştırmaya çalıştınız.

Siz insanlıktan nasibini almayan bir devlet olarak haddinizi oldukça fazla aştınız.

Not: Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki savaş sebebiyle ülkemizde yaşayan ve ülkemiz vatandaşı olan ve ihanet içerisinde olmayan hiçbir Ermeni bizim düşmanımız değildir. 

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası