ETKİSİZ VEKİLLER

Geçtiğimiz hafta “SEÇİM YAKLAŞTIKÇA SİYASİ SOHBETLER ARTIYOR” başlıklı bir makale kaleme almış, ülke genelinde yapılacak olan seçimin ön analizini yapmıştım.

Son birkaç aydır yazdığım makalelerimi www.yesiligdir.com  sitesinde ve sosyal medya hesaplarında paylaşmaktan ziyade bir de WhatsApp üzerinden telefonumda kayıtlı olan kişilere de gönderim yaparak paylaşıyorum.

Yaklaşık bin kişiye göndermiş olduğum yazılarıma geri dönüşler fevkalade güzel.   

Yazılarımı okuyup geri dönüş yapanlar yaptığım tespitleri doğru bulmakla beraber fikirlerini de beyan etmektedirler.

Her okuyucumuzun katkı sunmak adına yaptığı tespit şüphesiz ki bizlerin de ufkunu açmakta, olaylara bakışımızı zenginleştirmektedir.

LİDERLER SAHADA

Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimi için artık her bir vekil ilinde, liderler her gün bir beldede seçim çalışması yapıyor.

Siyasilerin işi zor. Vatandaşa gitmek, vatandaştan oy istemek öyle sanıldığı kadar kolay işler değil. Beş yılda bir, bir iki aylığına yetkiyi ele geçiren seçmen tadını çıkarmak durumunda.

Gerçi bu dönem pek tadı tuzu yok ama, yine de olduğu kadar, seçmen hâkimiyeti şimdilik üstün gözüküyor.

SAHA İLE ANKARA ARASINDA UÇURUM VAR

Bu ifadeyi birkaç tekrar yaptığım için bağışlayın, ama ülke gerçeği bu ve bu gerçek çok şeyi değiştirdi.

Cumhurbaşkanı, bakanları atama ile göreve getirdikten sonra bu hamur çok su götürür demiştim. 

Çünkü atanan bakanlar milletvekillerini pek umursamıyor, tabir yerindeyse takmıyorlardı.

Elleri kolları bağlı olan milletvekilleri seçmenlerine karşı inanılmaz mahcubiyet içerisinde ve başarısız bir portre çiziyorlardı.

Seçmen bulabilirse bir yolunu, milletvekilini aradan çıkarıp direkt bakanlarla muhatap olup işlerini gördürüyorlardı. Bulamayanlar da çaresiz bekliyorlardı.

Ak Parti seçmeni bu noktada teşkilatlar üzerinden ulaşabildikleri bakanlığa işlerini yaptırdılar. Ulaşamayanlar dediğim gibi çaresizce beklediler.

Yani milletvekili aracılığı ile sorunumu çözeyim diyen kişi sayısı oldukça azaldı. Zira meclis ziyaretçi sayısı da bunun kanıtıdır diye düşünüyorum. 

Çünkü milletvekilleri etkisiz eleman konumuna düştü.

Bakanlardan talepte bulunmayı bırakın, milletvekillerinin bakanlara ulaşması nerdeyse imkansızdı. Vekiller anca bakan yardımcılarına taleplerini iletiyor, iletilen taleplerin de binde biri olumlu sonuçlanıyordu.

Bu şikayetler milletvekilleri tarafından Cumhurbaşkanına iletildi ama, artık iş işten geçmiş oldu.

Çünkü atı alan Üsküdar’ı geçti. Ve vatandaş, vekilinden yüz çevirdi.

Asıl ilginçlik şu ki, seçmenden oy isteyecek olan milletvekili, seçildikten sonra etkisiz eleman olan da yine milletvekili. 

Milletvekilleri bağışlasınlar, sonuçta halkın oyları ile bizlere vekillik yapsınlar diye seçilmişler ama etkisiz eleman muamelesi görmektedirler. 

Bu bizim suçumuz değil.

Bu sistemin yanlışlığı.

Mesela (x) bakanlığı yapan ve görevinden alınan kişiler neredeler? Onlara hesap soran var mı? Yönetemediği bakanlığından ötürü halktan azar işetecek mi?  Yaptığı hataların bedelini, vekil olmadığı için, partiler ve vekiller ödemeyecek mi?

Yani davul vekillerde, tokmak bakanlarda.

İstisna yok değil elbette, vekil arkadaşları çok da  masum, çaresiz varsaymayalım. İşlerine geldiğinde bakanın sağından solundan girer istedikleri işlerini yine yaptırırlar.

Ama bu istemekle alakalı.

İstekte bulunan kişi özellikli olmalı.

Nüfuzlu olmalı.

İyi takla atabilmeli.

İyi borazan çalabilmeli.

Bu gibilerin işleri havada karada çözülür.

Ama bu geneli değiştirmez.

Genelde vekillerin çoğu etkisiz sayılmaktadır. 

MUHALEFET VEKİLLERİ DAHA RAHAT

Adı üstünde iktidar olamayan, muhalefet.

Seçmenine iş yapamıyor ama tebessümle işi götürüyor.

Onlar da iktidar olduklarında yine aynı terane olursa, bu söylenen sözler onlar için de geçerli olacaktır.

Ama muhalefet her zaman daha avantajlıdır. Çünkü eleştirmek savunmaktan daha kolaydır.

Şu anda doğrusunu söylemek gerekirse muhalefet halkın bir adım gerisindedir.

Halk muhalefet partilerinden bir adım önde eleştiri yapmakta, bir adım önde yaşananlara muhalefet etmektedir.

Muhalefet ise rutini tamamlama peşindedir.

İktidar anlaşılmaz bir şekilde tabandan gelen serzenişlere, tepkilere kulak asmaksızın olumsuz tavırların üzerine üzerine giderek vatandaşla cebelleşme yolunu tercih etmektedir.

Oysa siyasette en kurumsal, en örgütlü parti Ak Parti olmasına rağmen en amatör hareketleri sergilemektedirler.

AK PARTİLİLER BİZDEN DE DERTLİ

Ak Parti yönetiminde bulunan, üst düzey görevler alan, hatta milletvekili seçilmiş olan kişiler bile yaşananlardan mustarip olduklarını ifade etmekten imtina etmiyorlar.

Çünkü Cumhurbaşkanına şikâyet gitmesine rağmen bakanlar bildiklerini okuyorlar.

Bizde bir söz vardır: “Kuzusu olmayanın bıçağı keskin olurmuş.” Bakanların da seçim derdi olmadığı için davranışları biraz kabadayıca olmaktadır.

TÜRKİYE İTTİFAKI PARTİSİ

Cumhur ve Millet İttifaklarına bir de Türkiye İttifakı Partisi eklendi.

Merkezi Ankara’da bulunan TİP ülke genelinde teşkilatlanıyor.

Sanırım partinin amacı Cumhur ve Millet ittifakları ve HDP dışında kalan partileri tek çatı etrafında toplamak ve üçüncü bir ittifak oluşturmaktır.

PARTİLER SEÇMENLE BULUŞUYOR

Artık ok yaydan çıktı, il teşkilatları, etkisiz milletvekilleri, parti liderleri, sahaya inerek seçmenin gönlünü almaya, yarınlarda aday olurlarsa oylarına talip olmaya başladılar.

Tabii ki kimin aday olacağı henüz belli değil. Şimdilik yapılan çalışmalar partisel anlamda yapılan çalışmalardır.

Geçen hafta da sözünü ettiğim yazımda yer verdiğim haliyle, ittifaklar tek adayla seçime gitmezlerse işleri zor, konuyu bu şekilde paylaştıktan sonra yoğun bir şekilde konuşulmakta, Cumhur ve Millet ittifaklarının tek adayla seçime gidecekleri konusu sıklıkla duyulmaktadır.

Bu arada aday olmak için kulis yapan kişi sayısı da her geçen gün çoğalmaktadır.

Kimin ne hesabı var bilemeyiz, sonuçta  şunu herkesin bilmesi gerekir ki, oylar çantada keklik değildir.   

Tweet